14 Aralık 2017

Fizme'de Bayram Sabahı / Yılmaz İmanlık /2003

Fizme’de bayram sabahı…
Yok yok, yanlış söyledim, Yukarıdamlalı’da bayram sabahı demeliyim. Kanal52 de böyle demiyor muydu: Yukarıdamlalı bayram şenlikleri diye…
İyi de arkadaş, ben Fizmeliyim. Bu bayramın adı Fizme bayram şenlikleri olmayınca bayrama gitmeyecek miyim? Doğrusunu isterseniz birazcık da gitmek gelmiyor içimden.
Herkes bilir ki, bayramlar bir başka yaşanır Fizme’de. Fizme’nin suyundan içmiş, havasından soluklanmış herkes dünyanın neresinde olursa olsun bayramlarda Fizme’ye gelmek için can atar…
Hasbi Hoca, her zamanki gibi yılların kendisiyle alay etmesine aldırmadan Fizme’ye bayrama gelen misafirlere sanki “Yıkılmadım, ayaktayım!” diye haykırıyor sabah ezanıyla.
Bayram namazında Kanal52 çekim yapıyor.
Camide yıllar sonra bile hiç değişmeyen insan profillerini görüyorum. Öyle ki yıllar önce kafasında gördüğüm fesin rengi bile değişmemiş insanlar var. Yanı başımda bir ihtiyar, genç kameramana hangi profilden çekim yapması gerektiğini anlatıyor. Kameraman çekim yapmayı bırakıp tuhaf tuhaf adama bakıyor. Bırak be dayı! Adam çekim yapmayı senden mi öğrenecek! Hasbi Dayı’nın yanık sesi, müezzin kürsüsünden beri kulaklarımızın pasını silmeye devam diyor.
Bayram yeri için birçok yenilik yapıldığını ballandıra ballandıra anlatıyor arkadaşlarım. Daha güzel bir bayram yaşanması için epeyce masraf da yapılmış.
Büyük bir heyecan ve merakla gidiyorum çocukluğumun en güzel heyecanlarını bıraktığım bayram yerine.
Eskiden bayram yapılan yer şimdi otopark yapılmış. Koskoca bir beton yığını soğukça karşılıyor bizi. Biz zaten otoparklardan ve beton yığınlarından kaçmak için koşarak gelmiyor muyduk bu bayrama. Dere kenarına doğru betondan perde yapılmış. Ceviz ağaçlarından eser yok. Derenin suyu ne kadar da cılızlaşmış. Sanki özgürlüğü elinden alınan bir insan gibi küçülmüş küçülmüş… Ben hâlâ oradaki çayır çimeni özlüyorum, çimen kokusunu ciğerlerimin tâ derinliklerine çekmek istiyorum. Derenin içindeki taşlarda oturmak, ayaklarımla serin suyun uykusunu kaçırmak; dostlarım ve akrabalarımla üzüm ve karpuz yemek istiyorum.
Eski okulun bahçesindeki bayram yeri, bayramın anlamından çok uzak kalmış bana göre. Burası daha çok bir pazar yerini andırıyor. Küçücük bir yer. Sıcakta tozun toprağın içinde orada dolaşmak çok bunaltıyor insanı. Bir de tavuk döner kokusu. Tavuk döner kokusu, şehir hayatında zaten günlerimizin bir parçası. Eskiden çubuklara dizilen köfteler vardı; bilenler bilir. Ben onları özlüyorum. Onlar çocukluğumda bayrama anlam katan en önemli hatıralardan biri. Galiba ticaret kaygısı kültürel değerlerimizden daha önce geliyor artık. Bir de işin kolayına kaçmak diyelim. Eskiden bir de ceviz helvası vardı. Onu yapmanın ne kadar zor ve sabır gerektiren bir iş olduğunu eskiler daha iyi bilir. Ne yazık ki artık ceviz diyarı memleketimizde ceviz helvası yapacak “Son Samuray” da yok. Bir de bu bayram yerinin dere boyu bir kordon şeklinde uzatılması, bayrama gelen insanlara nefes aldırmak açısından önemlidir. İnşallah büyüklerimiz ileriki zamanlarda bunu da düşünürler. Yalnız ceviz ağaçları kesilecekse, derenin doğal yapısı bozulacaksa istemem böyle kalsın.
Bayramın anlamı tabi ki herkes için aynı değildir. Özellikle büyükler için bayram demek güreş demektir burada. Sırf güreşmek ya da güreşleri izlemek için gelen insanlar vardır. Güreş şenliklerinin daha güzel bir ortamda yapılması için daha ciddi adımlar atılmış. Yukarıdamlalı belediye başkanının bu konuda hakkını vermek lazım. Güzel bir güreş alanı yapılmış, çimler güzel görünüyor. Gerçi Ben olsaydım daha farklı yapardım. Alanı biraz daha çukurlaştırır, kenarlarını anfi-tiyatro şeklinde düzenlerdim. Böyle daha otantik bir yer olurdu.Yalnız güreş alanı yapmak için oradaki ceviz ağaçlarının kanına girmek ne derece doğrudur. Bu yıllar sonra bile tartışılacak bir konudur bence.
Görülüyor ki, Fizme’ye özgü bayram şenlikleri artık bitmiş, yerini güreş etkinlikleri almıştır. Güreşe ilgi duymayan insanların sanki bayrama gelmesinin bir anlamı kalmamış gibi. İnsan güreşi her yerde izleyebilir ama Fizme’deki bir bayramın manevi havasını hiçbir yerde yaşayamaz(dı).
Bu bayramın kaybolan bütün değerlerine rağmen kaybolmayan güzel taraflarından biri bütün arkadaşlarınızı görme imkânımızın olmasıdır. Ama korkuyorum ki, bir gün bu imkân da sağlanmayacak bize. Mesela önümüzdeki yıl bana, bayrama neden gelmediğimi soran insanlara verecek bir cevabım var artık: “ Ben güreş sevmiyorum ki. Bir de benim hayallerim artık o cep kadar bayram yerine sığmıyor. Ayrıca şunu da diyebilirim: “ Arkadaş ben Fizmeliyim; bu bayram benim bayramım değil ki, neden gideyim?”
Her şey bir yana, Necati Hocamı görmeden gitmek olmaz. Sadece onu görmek, hayır duasını almak bu bayramın en kârlı işi. Benim dünyamın belki de gerçek mimarı. “Bir ben vardır benden içeri” diyor ya Yunus. Öyle bir şey işte.
Tam kurumak üzere olan bir çiçeği ya da çiçekleri yeniden hayata tutunduran müstesna insan.
“Sizinle her zaman gurur duyuyorum” diye başlıyor söze. O anda içimde kendimle bir savaşa başlıyorum. Acaba gerçekten onlara layık bir evlat olabildik mi?
En çok şu soruyu soruyorum kendime ve aydın-entellektül geçinen bütün Fizmelilere: Aslında herkes doğru ya da yanlış bir şeyler yapma uğraşı içinde. Ya biz? Fizmeli olup da belli bir makama gelmiş ağabeylerimiz, ablalarımız… Bir şeyleri eleştirirken –çuvaldızı da geçtim- acaba topluiğnenin ucunu dahi kendimize batırıyor muyuz?
YILMAZ İMANLIK
Yilmaz hocam eline yüregine saglik, inaniyorum ki cok kisinin düsünüpte söyleyemediklerini dile getirmissin.
Bende Fizmeyi bir bütün olarak görme hayallerimin bos oldugunu görmekteyim. En azindan bundan sonraki bayramlarda sadece yapilan etkinliklerden ve yapildigi yerlerden bahsetmenin daha dogru olacagi kanisina vardim. Duyumlarima göre Yukari Damlali Belediye Baskaninin birlikte bayram kutlama teklifine Fizme Belediyesi olumsuz cevap vermis. Tabiiki nedenlerini bilemiyoruz. Teklifine olumsuz yanit alan Yukari Damlali Belediyesininde etkinlikleri kendi adiyla yapmasi cok dogal.
Benim üzüntüm yukarininda asagininda ortak adi olan FIZME nin gürültüye gitmesi.
Selam ve saygilarla.

Mehmet Arsin
www.fizme.com

©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...